Kıskançlık insanın varoluşunda olan doğal bir duygudur. Kıskançlık duygusu, ortalama üç ile sekiz yaş arasında daha yoğun yaşanır fakat özellikle yeni bir kardeşin gelmesiyle ortaya çıkar.
Temelinde anne ve babanın sevgisi için rekabet vardır. Burada yaşanan gerçek duygu kıskançlık yerine annenin kaybıdır. Artık annesi onu sevmeyecektir, daha az ilgilenecektir, oyuncaklarını başkasıyla paylaşmak zorunda kalacaktır gibi düşünmeye başlarlar. Hayatta en çok sevdiği kişi olan annesi artık onu değil yeni gelen kardeşe daha çok ilgi göstermeye başlar. Sürekli onunla olan annesi artık eskisi kadar zaman ayıramıyordur. Bu gibi düşüncelere hakim olmaya başlayan çocuk ne kadar çok kardeş istese bile, kardeşini kıskanmaya ve artık onu istememeye başlayacaktır.
İkinci plana atılmış duygusu hissetmeye başlayan çocuk, anne ve babasının ilgisini çekebilmek için farklı yöntemlere başvurur. Bunun için en iyi yöntemi genellikle “yaramazlıktı”. Bu şekilde annesi onun gözünün içine bakacak, azarlama bile olsa onunla konuşacak ve o sırada tüm ilgisini ona yönlendirecektir.
En sık görülen sorunlar ise, daha önce kazanılmış davranışlarda gerileme olur. Bunlar; alt ıslatma, tekrar bez kullanımına başlama, parmak emme, tekrar emzik ve biberon kullanmak gibi durumlarıdır. Bu gibi davranışlarının altında, aileden kaybettiği ilgisini, yeni gelen bebeğin yöntemiyle geri kazanma çabası yatmaktadır. Huzursuz, öfkeli ve saldırgan davranışlar bu dönemde sıklıkla yaşanır. Anne ile bebeği yalnız bırakmak istemediğinden okula gitmek veya evden başka bir yere ayrılmak istemez.
Anne ve Babalar Kıskançlığı Önlemek İçin Neler Yapmalıdır?
*Ailenin bilmesi gereken en önemli şey; kıskançlığın doğal bir duygu olduğudur.
*Doğumdan önce kardeşinin geleceğini ve evde bazı değişiklikler olacağı çocuğa anlatılmalıdır. Fakat ona karşı olan sevgi ve ilginin hiçbir zaman değişmeyeceğinden bahsedilmelidir.
*Yeni bebekle olan merakını gidermek için sizin kontrolünüzde ona dokunmasına izin verin.
*Hayır kelimesini söylemekten kaçının onun yerine olumlu cümleler kurun. “Hayır kardeşinin gözüne dokunma” yerine “Kardeşinin gözleri çok hassas onun yerine ayaklarına dokunabilirsin bu çok hoşuna gidecektir” diyebilirsiniz.
*İşbirliğine izin verin. Mesela altını değiştirirken çocuğunuzu da işin içine katın.
*Çocuklar arasında karşılaştırma, eleştirme yapılmamalıdır.
*Kardeş olduktan sonra “sen artık ablasın/abisin” gibi cümleler kurmayın. Unutmayın ki o da hala bir çocuk.
*Kardeş kıskançlığı hissedilirse ondan uzaklaştırmak yerine ikisinin de beraber olabileceği keyifli zamanlar yaratmaya çalışın.
*Anne, yeni gelen bebekle daha fazla ilgilenmek zorunda kalacağından, çocuğun eski rutin devam ev düzeninin değişmemesi için babanın biraz daha çocuğun yaşamsal düzenini üstlenmelidir. Mesela; yemek saati, ödev zamanı, parka gitme gibi.
*Çocuğunuzun bebeklik, çocukluk fotoğraflarını ve videolarını çıkartın. Kendisinin de o dönemlerini anlatın.
*Eğer tüm bunları uygulamanıza rağmen hala devam eden bir durum oluşuyorsa mutlaka bir Çocuk Psikoloğundan destek alın.
Unutmayın ki çocuklar ne kadar bir birlerine kızsalar da onlar kardeştir ve aslında birbirlerini çok severler.